Gırtlak reflüsü

Ağızda tat bozukluğu, yutkunurken takılma hissi, geniz akıntısı, sürekli ses temizleme ihtiyacı, ses kısıklığı diş etlerinde ve dilde yanma, hassasiyet gibi birçok şikâyete neden olabilen gırtlak reflüsü günümüzde oldukça yaygın olarak görülmektedir. Pandemi döneminde vücut direncimizi yükseltmemiz için yayın organlarından yapılan gıda önerileri miktar ve çeşitlilik olarak abartılıp mide, barsak sorunları ile sıkça polikliniklere başvurmaktadırlar.

Karantina tedbirlerinin akabinde artan şikâyetlerle polikliniklere başvuran hastalarda gırtlak reflüsü bulguları endoskopik görüntüleme ile tespit edilerek tanı konulmaktadır. Tanıyı tedavi ve diyet önerileri takip eder. Tedavi süreci sonunda hastaların büyük çoğunluğunda tüm semptomların ortadan kalktığı görülür. Fakat az sayıda hastada devam eden sorunlarda altta başka nedenlerin araştırılması için mideye yöneliriz. Üre nefes testi ile midede yer alan Helikobakter Pylori(HP) bakterisinden salınan nitrik oksit salınımı araştırılır. Bu bakteri midede tespit edildiğinde tedaviye uygun antibiyotikler uygun sürede eklenerek başarıya ulaşmak mümkündür. Stres, diyetteki bozulmalar ve tekrar HP ile bulaş şikâyetlerin tekrarına yol açacaktır.

Mideyi irrite etmesi muhtemel gıdalardan kaçınmak, uyku ve yemek düzenine dikkat etmek, tok karnına egzersiz yapmamak, aşırı stres dönemlerinde yardım almak gibi önlemlerle reflü tekrarının önüne geçilebilir.

Diğer bir reflü tipi olan gastroözofageal reflüde tüm mide içeriği ağza kadar gelir hatta dönem dönem kusmalar görülebilir. Bu durumda ise midenin kardia kapağının kontrol edilmesi için gastroskopi ile endoskopik görüntüleme yapılması gereklidir. Kapakta aşırı gevşeklik durumunda ise endoskopik ya da cerrahi girişim ile kapak direncini arttırıcı müdahale gereklidir. Bu ameliyat sonrasında hastanın şikâyetleri ortadan kalkacaktır.